18 Mart 2015 Çarşamba

2 YAŞ "SENDROMU"

Her birey yaşamı boyunca belli gelişimsel dönemlerden geçer. Özellikle çocuklar için her yaşın getirdiği problemli olarak nitelendirilebilecek davranışları vardır. Uzmanlar ve anne-babalar arasında "2 yaş sendromu" olarak yer edinen kavram yanlış bir deyime sahiptir. "Sendrom" kelimesi, bu dönemde özellikle anne-babaların çocukları ile yaşadığı güçlük ve problemleri ifade etmek için kullanılsa da kelime anlamı olarak bir hastalık olduğuna işaret eder. Oysa bu dönem bir hastalık değil gelişim dönemidir.

Çocuğun her döneminde sağlıklı atlatılması gereken bir gelişimsel görev vardır. Yeni doğan bebekle özellikle annenin olumlu ve güven verici bir bağ kurması; bebeğin, ihtiyaçlarının karşılanacağına dair sağlıklı bir inanç oluşturmasına sebep olur. Sağlam bir temel üzerine inşa edilen bu ilk bağ, sonraki yıllarda çocuğun anne ve baba ile iletişimi üzerinde dahi etkili olacaktır. Güven oluşturulduktan sonra çocuğun ilk bağımsızlık denemeleri başlar. Bu deneyişler 2-3 yaş döneminin gelişimsel görevidir ve tıpkı ilk görevin sağlıklı atlatılması gerektiği gibi bu bağımsızlık çabaları da sabır ve olumlu bir yaklaşımla karşılanmalıdır. Çocuk bu dönemde inatçı, uyumsuz, ısrarcı davranışlar sergileyebilir.

"Her şeye hayır diyor!" cümlesi, bu yaş grubuna dahil çocuğu olan her anne-babadan duyduğum bir cümledir. Henüz "hayır" kelimesini telaffuz etmeyi öğrenememiş bir çocuk bile davranışlarıyla ona önerilen herhangi bir şeyi reddetme eğilimi gösterebilir. Bu dönem çocuğunun dil gelişimi ise henüz kendini net ifade edebileceği düzeyde değildir. Çocuk kendini ifade edemedikçe daha çok aksileşir ve saldırgan davranışlar gösterebilir. Bu dönem hakkında doğru bilgilere sahip olmanız, çocuğunuzla sağlıklı iletişim kurmanızı destekleyecektir.


Üstlenmeniz gereken temel sorumluluk, çocuğunuzun bağımsızlık çabalarını desteklemektir. Bu cümle elbette onun her istediğini yapacağınız anlamına gelmiyor. Aile içi sınırlarınız, kurallarınız mutlaka olmalı. Ancak onun istediği şeylere sık sık "hayır", "yapamazsın", "giyemezsin" gibi cümleler sarf etmek yerine ona özellikle kendisi ile alakalı olan konularda fikrini sorabilirsiniz. Anlamlı kelimeler, cümleler sarfedemese bile davranışlarıyla seçimini gösterecektir. Dışarı çıkmadan önce önüne koyduğunuz iki ya da üç kıyafetten hangisini giyeceğini eliyle işaret edebilir. Böylece hem onun seçtiği ancak sizin uygun bulmadığınız bir kıyafet için ağzınızdan "hayır" kelimesi çıkmasını önlemiş, hem de onun kendi seçimini yapmasına fırsat tanımış olursunuz.

Dikkat edeceğiniz bir diğer unsur ise ona sık sık öneri cümleleri sunmamaktır. Oyuna dalmış kendi halinde vakit geçiriyor iken birden duyduğu "yemek yiyelim mi" cümlesine vereceği ilk ve tek cevap "hayır" olacaktır. İzin verin, acıktığında yemek yeme ihtiyacını kendisi dile getirsin ya da davranışları ile belirtsin. "Çocuk acıktığını anlamaz", "Çocuk neye ihtiyacı olduğunu bilemez" yargıları son derece yanlış yargılardır. İhtiyaçlarını söylemesine müsade edin ki çocuğunuz özgüvenli ve özerk bir yapı geliştirebilsin.


Psk. Dan. Begüm Kaplan

15 Mart 2015 Pazar

ÇOCUKLARDA DEPRESYON

Çocuklarda Depresyon


Depresyon sadece yetişkinlere özgü bir ruhsal problem değildir. “Çocuk bu, depresyona mı girer?” gibi bir algı büyük bir hatadır ve sürecin sonunda depresyonun çocuk üzerinde bırakacağı olumsuz etkilere davetiye çıkaracaktır. Çocuğun yaşadığı sıkıntılar, içinde olmaktan rahatsızlık duyduğu ortam ve durumlar geçiştirildikçe çocuk daha da mutsuzlaşacak ve hele ki küçük yaşlarda kendini ifade etmede zorluk çekeceği için kendi dünyasına kapanacaktır. Çocuğunuzla iletişiminizi kaybettiğiniz noktada ona uzatılan yardım elleri de onun gözünde birer canavara dönüşebilir.
Çocuklar anlaşılması ve aşılması zor kalkanlar örmezler. İstemedikleri, sevmedikleri bir durumla karşılaştıklarında bunu net bir şekilde ifade ederler. Önemli olan, sizin çocuğunuzu ne kadar dinlediğiniz, onu ne kadar anlamaya çalıştığınız, onun duygu ve davranışlarındaki farklılıkları ne kadar gözlemleyebildiğinizdir. İşte bu noktada, çocuğunuz depresyonda olduğuna dair bazı sinyaller verdiğinde ebeveyn olarak farkındalık düzeyiniz devreye giriyor.


     
 Çocukta Depresyon Belirtileri Nelerdir?     Çocuğunuz her zamankinden daha mutsuz, huzursuz ve öfkeli bir ruh haline bürünecektir. Daha önce yapmaktan, oynamaktan zevk aldığı şeylerden hiç zevk almıyor oluşu, arkadaşlarıyla vakit geçirmek istememesi, enerji azlığı, ağlama krizleri gibi belirtiler depresyona işaret eder. Uyku bozuklukları, kabuslar, aşırı korku hali, yeme bozuklukları, okuldan kaçma ya da okul başarısında düşüklük durumları da son derece önemsenmesi gereken belirtilerdir.

Çocukta Depresyon Belirtileri Nelerdir?

Çocuğunuz her zamankinden daha mutsuz, huzursuz ve öfkeli bir ruh haline bürünecektir. Daha önce yapmaktan, oynamaktan zevk aldığı şeylerden hiç zevk almıyor oluşu, arkadaşlarıyla vakit geçirmek istememesi, enerji azlığı, ağlama krizleri gibi belirtiler depresyona işaret eder. Uyku bozuklukları, kabuslar, aşırı korku hali, yeme bozuklukları, okuldan kaçma ya da okul başarısında düşüklük durumları da son derece önemsenmesi gereken belirtilerdir.




Çocuk Neden Depresyona Girer?

Çocuğun depresyona girme durumunda ailenin, özellikle annenin etkisi çok büyüktür. 0-18 aylık döneminde anne ile ilişkisi ve bağlanma şekli çok önemlidir. Annenin ilgisini ve sevgisini göstermesi, sıcak fiziksel temaslar ve kurulan güvenli bir duygusal bağ çocuğun hem kendine hem dış dünyaya karşı güvenini oluşturur. Bu bağlanma sağlıklı bir şekilde yapılmazsa çocukta depresyona yol açabilir.
Ebeveynlerin ayrılması, anne ya da baba vefatı, kardeş doğumu gibi faktörler çocukta depresyona davetiye çıkarabilir.



Psk. Dan. Begüm Kaplan

pskdanbegumkaplan@gmail.com